Kirazın anavatanı Kuzey Anadolu ve Güney Kafkasya olarak biliniyor. Meyveleri taze veya kurutulmuş olarak tüketilebilen kiraz, ayrıca reçel, yemek, konserve ya da dondurulmuş gıda olarak değerlendirilebiliyor.
Güçlü bir ağrı kesicidir, 20 kirazda 12-25 miligram arası antosiyanin maddesi bulunduğu ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin Aspirinden on kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Kolesterolü ve kan şekerini düşürür. Kirazlarda bulunan flavanoidler vücuttaki zehri temizler, antioksidan etki yapar. Nikotinin vücuttan atılmasına yardımcı olur.
İdrar söktürücü özelliğiyle böbreklerin dostu olan kiraz vücudu zehirli maddelerden temizliyor. Kiraz ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı için romatizma ve gut hastalıklarıyla eklem kireçlenmesi ve damar sertliğinin tedavisinde de kullanılıyor. Ayrıca yapısında bulunan kinik asit ile böbreklerin taş ve kum yapmasını önlediği ve varsa zamanla döktüğü, ayrıca safra kesesi taşının dökülmesine de yardımcı olduğu biliniyor.
Kiraz ağacının tıbbi bakımından en etkili ve önemli bölümü meyve saplarıdır. Kirazın ve hatta vişnenin (Cerasus vulgaris) meyveleri yenilirken sapları atılmayıp gölge ve havadar bir yerde kurutulursa; böbrekleri ve idrar yollarını temizler, İçerdiği bazı mineraller nedeniyle bedenin su dengesini düzenler, bedeni güçlendirici toniktir.
Milliyet Haber